Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | işine bakmak (geçici olarak başkasının) | cover for v. | ||
Tom had to cover for Mary. Tom Mary'nin yerine işe bakmak zorunda kaldı. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | geçici olarak başkasının işine bakmak | cover for v. |